11 Haziran 2013 Salı

1 Milyon Lira'lık Top



 Çocuk olmak istiyorum.!
“Sen zaten daha büyümedin ki” diyenlere inat daha da küçük olmak istiyorum. Akşam eve 15 dakika dahi geç kalamamak istiyorum mesela. Yahut aşağıdan anneme su şişesi atması için bağırmak istiyorum; boyum zile basmaya yetişmediği için.
 Çocuk olmak istiyorum.
 Okula erken geldiğinde kitap okuyup çay içmek de güzel ama ben okula bile bile vaktinden çok önce gidip ders başlayana kadar top oynamak istiyorum. “1 Milyon Liralık” top için para birleştirip kan ter içinde kaldığım arkadaşlarımla “öğretmen zilinden” hemen önce derse girmek istiyorum.
 Çocuk olmak istiyorum.!
 Devamsızlık hakkı nedir bilmediğimiz günlerde okuldan kaçarak değil de; ders aralarında yahut okul çıkışında bir şeyler paylaşmak istiyorum mesela. Öyle siyasi, edebi, yahut ,ilmi şeyler değil bahsettiklerim ha. Mesela yeni aldığım kalemin arkasından silgi çıkışını ballandıra ballandıra anlatmak istiyorum. Sırf içinden çıkan “taso” için yediğimiz cipsler hakkında efsaneler anlatmak istiyorum. “Oğlum bizim bi arkadaşa bi cipsten 3 tane taso çıkmış var yaaa” demek istiyorum, en az yazının dipnotunda taso kelimesine dipnot vermek istemediğim kadar.
 Çocuk olmak istiyorum.!
 En büyük sorunumun eve verilen ödevi yetiştirip yıldızlı beş almak olduğu günleri ve günün sonunda silgimi kaybetmediysem en mutlu benim olduğum zamanları istiyorum.
 Çocuk olmak istiyorum.!
 Çöp kutusunun önünde uzun uzun kalem açışlarımız ve öğretmenimize koşulsuz şartsız itaatimizi hasretle anıyorum örneğin. Teneffüslerde “önümüze gelene bin  tekme” atışlarımıza kızsa da.
 Çocuk olmak istiyorum.!
 Terleyince sırtıma havlu konulsun ve sıkı sıkıya tembih edilsin istiyorum “Sakın soğuk su içme!”. Sabah erken kalktığımda, karnım ağrıyor bahanesini kullanmak için yine de soğuk su imek istiyorum.
 Çocuk olmak istiyorum.!
 En çok da sağ omzumdaki melek yazmaya devam ederken, sol kolumdakinin hiç ama hiç bir şey yazmadığı günler için istiyorum. An be an zarara uğradığım “büyüklük” günlerim aksine…